YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2015/4157 Karar No:2015/11368 Karar Tarihi: 02.06.2015
Banka ticaret şirketi olarak tacirdir. Her tacir ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür (TTK m. 18/2). Bu yükümlülüğü alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirir. Başka bir ifade ile, taşınmazın tapu kütüğünde aile konutu olduğuna dair şerh bulunmasa bile taşınmazın “aile konutu” ve kendisiyle akdi ilişkiye giren şahsın evli olduğunu bilebilecek durumdadır. Bu özeni göstermemiş ise iyiniyet iddiasında bulunamaz (TMK m. 3/2).
Yargıtay 11. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2015/15701 Karar No: 2016/5514 Karar Tarihi: 23.05.2016
İpotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası” şarttır. Eş söyleyişle eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur.
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2018/4129 Karar No: 2019/4081 Karar Tarihi 07.05.2019
Tapu Kanununun 26. maddesinde “Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmez ise iş bu şerh tapu müdürü veya memuru tarafından re’sen terkin olunur” hükmüne yer verilmiştir. Fakat bu düzenleme tapu sicil memurunun şerhi re’sen terkin yetkisi olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır. Zira TMK’nin 1027. maddesinde sadece adi yazım hatalarının tüzük hükümlerine göre tapu sicil memurunca düzeltilebileceğine bunun dışındaki tüm düzeltmelerin ilgilerinin yazılı izni veya mahkeme kararı ile yapılabileceğine dair açık hüküm vardır. Buna benzer bir diğer düzenleme Tapu Sicil Tüzüğünün 69. maddesinde yer almaktadır. Tüzükteki bu düzenlemede de tapuya şerh edilmiş süreye bağlı kişisel hakların sürenin dolması halinde sicilden terkininin sadece taşınmaz malikinin talebi ya da mahkeme kararı ile yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde Tapu Kanununun 26. maddesindeki düzenleme şerhin malikin istemi üzerine terkin edilebileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Taşınmaz maliki tarafından terkini talep edilmediği için tapu sicilinde varolmaya devam eden şerh etkisini devam ettirecektir. Bu nedenle tapudaki satış vaadi şerhini görerek taşınmazı satın alan kişi TMK’nin 1023. maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi kabul edilmeyecek ve vaad alacaklısına karşı bu madde korumasından yararlanamayacaktır.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
Esas No:2019/1734 Karar No:2020/967 Karar Tarihi: 25.02.2020
Tapu müdürlüğünce banka ipoteğinin tapu kütüğüne tescil edilmediği sabit olsa da şu durumda bankanın henüz doğan bir zararından bahsedilemeyeceği öncelikle dava dışı borçlular ile kefillerden tahsiline gidilmesi, tahsilin mümkün olmaması halinde ise TMK’nın 1007.maddesi gereğince tapu aleyhine açılması gerekirken davacı tarafın muhtemel zararından bahisle iş bu davayı tapu müdürlüğü aleyhine açmakta hukuki yararı yoktur.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/5682
Karar Numarası: 2021/1925
Karar Tarihi: 18.03.2021
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesi ile tereke üzerinde tasarrufta bulunma hakkı elde edilmektedir. Yabancılar mirasçılık belgesi isteyebilir. Tapu sicil memuru, mirasçılık belgesinin geçerliliğini sorgulayamaz.