Esas No: 2017/2248 Karar No: 2019/998 Karar Tarihi 8.10.2019
Ülkemizde, genellikle taşınmaz satışlarında, tapuda düzenlenen resmî sözleşmede, satış bedeli olan gerçek değer yerine, emlak vergisine esas alınan daha düşük değer gösterilmektedir. Satış bedeli ile gerçek satış değeri arasında aşırı fark varsa, alıcı ödemenin gerçek değer üzerinden yapıldığını ancak, resmî nitelik taşıyan örneğin, bankadaki hesap hareketini gösterir hesap ekstresi, banka havalesi, PTT havalesi gibi bir belge ile de kanıtlayabilir.
Esas No: 2019/788 Karar No: 2020/983 Karar Tarihi 1.12.2020
Devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan öteki unsur da topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiştir.
Esas Numarası: 2018/435 Karar Numarası: 2021/253 Karar Tarihi: 11.03.2021
Mahkemece dinlenen davacı tanıkları ise mirasbırakan…’ın emekli maaşı aldığını, dava konusu taşınmazda bulunan evde oturduğunu ve herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan etmişlerdir. Bu beyanlardan devir tarihinde oldukça ileri yaşta olan murisin içinde oturduğu evini satmasını gerektirir makul bir sebep ve ihtiyacının olmadığı anlaşıldığı gibi davalı tarafından satış karşılığında cüzi miktarda yapıldığı ileri sürülen ödemeye dair bir belge de sunulmamıştır. Kaldı ki, devirden bir gün sonra ölen murisin terekesinden herhangi bir para çıkmamış, geride kalan eşi …’da ölümüne değin söz konusu evde oturmaya devam etmiştir. Belirtilen tüm bu olgular yanında taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen bedeli arasında fahiş bir fark bulunduğu da dikkate alındığında; mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazı tek erkek evladının oğlu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiği, ancak resmi akitte satış olarak gösterilen işlemin gerçek bir satış olmayıp, bedelsiz olarak yapılan devrin bağış niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.