Madde Metni
Dava listesi ve diğer belgelerin alınması:
Madde 5 – Kadastro müdürü çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemesinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir.
Listenin müdür tarafından alınmasından sonra o çalışma alanında bulunan taşınmaz mallar hakkında mahalli hukuk mahkemelerine açılan davalar, derhal kadastro müdürüne bildirilir. Bu halde de kadastro müdürü, yukarıdaki fıkra hükmü uyarınca işlem yapar.
Kadastro müdürü, bu listedeki davalı taşınmaz malların tespiti yapıldıktan sonra, bunlarla ilgili tutanakları bir hafta içinde kadastro mahkemesine gönderir ve durumdan listenin alındığı mahalli mahkemeyi haberdar eder.
Gerekçe
Bu madde, 766 sayılı Tapulama Kanununun 12 ve 13’üncü maddelerindeki hükümleri kapsamaktadır. 766 sayılı Kanunun 12’inci maddesinin bir kısmında, bu Kanunun 48’inci maddesi uyarınca hazırlanacak yönetmelik kapsamına alınması uygun görülmüştür. 766 sayılı Kanuna dayalı taşınmaz mallarla ilgili 13’üncü maddesi aynen alınmış ancak işlemlere sürat kazandırılması için davalı parsellere ait kadastro tutanaklarının tespiti yapıldıktan sonra, müdür tarafından bir hafta içerisinde kadastro mahkemesine gönderilmesi hususu ilave edilmiştir.
Kanundaki Değişiklikler ve Önceki Metinler
–
Yargı Kararları
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları
T: 06.06.1997, E:1994/5, K:1997/2:
“ … Kadastro Kanununun 7, 25, 26 ve 27. maddelerinde; “düzenleyecekleri kadastro tutanağı, kadastro tutanağının düzenlenmesi günü, tutanağın düzenlendiği gün, kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte” sözcüklerine yer verilmiştir. Açıkça görüldüğü üzere bu sözcükler, tespit tarihini ifade etmektedir. Kadastro ekibi tespit işlemini yaparken Kanunun 4. bölümünde düzenlenen mülkiyet hakkının tespitime ilişkin 13 ila 23. maddeleri uygulanacak ve taşınmazların hukuki durumunu tespit tarihine göre belirleyecektir. Dava açılması halinde kadastro hâkimi, aynı hükümlere göre ve tespit tarihini esas alarak uyuşmazlıkları çözümleyecektir. Bu hükmün tek istisnası, Kadastro Kanununun 5 ve 27. maddelerinde öngörülmüştür. Buna göre tutanağın düzenlenmesi nedeniyle genel mahkemelerden kadastro mahkemelerine aktarılan taşınmaz mal davalarında tespit tarihi değil, genel mahkemelerdeki “dava tarihi” değerlendirmeye esas alınır. …”
Hukuk Genel Kurul Kararları
–
Daire Kararları
3. HD T: 21.02.2005, E: 2005/758, K: 2005/1613
“ … 3402 sayılı Kadastro Yasasının 5. maddesine göre; “Kadastro müdürü bir çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemesinden dava konusu olan yerlerin dosya numaraları ister ve kadastro teknisyenlerine verir. Teknisyenler taşınmazın tespit tutanağını düzenlerken malik hanesini açık bırakmak suretiyle tutanağı kadastro mahkemesine gönderir. Tutanağın gönderildiğini de mahalli asliye hukuk mahkemesine bildirir. Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı ile dosyayı kadastro mahkemesine gönderir. Kadastro Mahkemesi dosyayı tespit tutanağı ile birleştirerek davayı inceler ve sonuçlandırır. Yani o yerin gerçek hak sahibi adına tescilini sağlar.
Somut olayda, asliye hukuk mahkemesinde davalı olan taşınmaz hakkındaki dava nazara alınmaksızın düzenlenen tutanak kesinleştirilerek, yolsuz tapu oluşturulmuştur. Bu nedenle olağan, yoldan oluşmuş bir tapu kaydının varlığından söz edilemeyeceği için, tapu sahibi Maliye Hazinesinin taşınmazı 3.kişiye satmış olması da hukuken önem taşımaz. Hukuken 6 parselin malik hanesi halen boştur. Kadastro mahkemesince tespit tarihi nazara alınarak doldurulması gerekir. …”
7. HD T: 03.05.2010, E: 2009/2990, K: 2010/2657
“ … genel mahkemelerde askı ilan süresinden önce açılan ve kadastro mahkemesine aktarılması gereken davaların da kadastro mahkemelerinde görülmesi zorunludur. Kadastro tutanağının düzenlenmesi ile birlikte genel mahkemelerin bu taşınmazlara ilişkin olarak açılmış aktarılması gereken davalara bakma görevi sona erer. Hal böyle olunca kadastro mahkemesine aktarılması gereken bir dava mevcut iken kadastro müdürlüğünce taşınmazın askı ilanının yaptırılarak tespitinin kesinleştirilmesinin hukuksal bir sonuç doğurmayacağı kuşkusuzdur. …”
7. HD T: 13.05.2008, E: 2008/2282, K: 2008/2069
“… dava konusu taşınmazın tespitinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5. maddesi hükmü uyarınca malik hanesi açık bırakılmak suretiyle, somut olayda “çizilmek” suretiyle yapıldığı dikkate alındığında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11. maddesi hükmü gereğince yöntemine uygun şekilde askı ilanlarının yapılmasının zorunlu olduğu da düşünülmemiştir. Kural olarak askı ilanları yapılmadıkça kadastro hakiminin duruşma oturumunu açmaya yasal yetkisi bulunmamaktadır. Bu olgu kesin hüküm olgusunda olduğu gibi kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. …”
7. HD T: 12.02.2008, E: 2007/5121, K: 2008/469
“ … İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava ve temyize konu 102 ada 78 parsel sayılı taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal olgulara dayanılarak 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Tespit gününden önce davacı köy tüzel kişiliği tarafından davalılar aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve tescil davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece oluşturulan kısa ve gerekçeli kararda davanın reddine karar verildiği halde dava ve temyize konu taşınmazın davacı Örtülü Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Kural olarak, kadastro hakimi infazı mümkün doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Oluşturulan hüküm infazda kuşkuya meydan verecek biçimdedir. Öte yandan sicillerin doğru tutulmasından devlet dolayısı ile hazine sorumludur. Bu olgu kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Bu nitelikte oluşturulan hükümler kadastronun amacına da aykırıdır.
SONUÇ: Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı hazine dışındaki tarafların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, …”
7. HD T: 05.02.2008, E: 2007/3897, K: 2008/339
“… yolla gerçekten 137 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların aktarılan davanın kapsamında kalıp kalmadığı bu yöntemle duraksamasız belirlenmeli, kadastro hakiminin uyuşmazlığı aktarılan davanın kapsamı ile sınırlı olarak çözümleyeceği düşünülmeli, gerçekten mahkememin kabul ettiği gibi 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazın aktarılan davanın kapsamında kalmadığı saptandığı takdirde, sözü edilen taşınmazın olağan yönteme göre kadastrosunun tamamlanması için 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tutanak ve eki belgelerin Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verileceği düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. …”
7. HD T: 11.12.2007, E: 2007/4990, K: 2007/4645
“… bu nitelikteki taşınmazların sınırlandırılması ile yetinilmesi ve tescile tabi olmadığının göz önüne alınması gerekirken mera niteliği ile tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden,
SONUÇ: Hüküm fıkrasının ( 1 ) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına yerine “… davacının davasının feragat nedeni reddine,3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü aracılığı ile aynı yasanın 30/2 ve 16/B maddesi hükmü uyarınca taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına…” sözlerinin hüküm yerine yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA,11.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. …”
7. HD T: 08.07.2005, E: 2005/2021, K: 2005/2271
“ … Mahkemece 2873 sayılı (Milli Parklar Kanunu) yasanın 2/ (a)- (b) ve (d) ve aynı yasanın 3 ve 15 maddeleri hükümleri karşısında dava ve temyize konu taşınmazların T.M.K.nun 713/1 ve 3402 Sayılı Kanununun 14 ve 17.maddeleri hükümleri uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, imar ve ihya yoluyla edinilemeyeceği dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından …”
8. HD T: 22.11.2012, E: 2012/12134, K: 2012/10946
“ … Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesinleştirildiklerinin kabulü gerekir. Dava hala derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Tutanakların malik hanesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi uyarınca ancak Kadastro Mahkemelerince doldurulur. …”
8. HD T: 05.04.2012, E: 2011/4814, K: 2012/2538
“ … 3402 sayılı Kanunun 27/1. maddesi hükmüne göre de, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur”. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Mahkemece, açıklanan kanun hükümleri uyarınca; mülkiyet uyuşmazlığı hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli T. Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. …”
16. HD T: 29.04.2014, E: 2014/7945, K: 2014/5010
“ … Öncelikle çekişmeli taşınmazlarla ilgili, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11 ve 27. maddelerinde öngörülen şekilde yöntemine uygun askı ilanı yapılmalı, geri çevirme kararı ile tutanak aslı getirtilen çekişmeli parsellerin tapu kaydına “davalıdır” şerhi verilmeli ve askı ilan süresi dolduktan sonra davaya devam edilmelidir. Genel mahkemeden aktarılan davalarda kadastro hakimi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi uyarınca, re’sen araştırma yapmak ve gerçek hukuki durumu tespit etmek zorunda olduğu halde, bu yönde araştırma yapılmamıştır. O halde, mahkemece, çekişmeli taşınmazların gerçek malikinin kim olduğu hususları re’sen araştırılarak, gerekli soruşturma tamamlanıp, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. …”