Madde Metni
Kadastro ekibi ve komisyonun kuruluşu:
Madde 3 – Kadastro ekibi; en az iki kadastro teknisyeni, mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkişiden oluşur.
(Ek fıkra: 22/2/2005 – 5304/2 md.) Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir.
Muhtarın diğer bir kadastro ekibi ile çalışması veya herhangi bir sebeple hazır bulunmaması halinde, yerine kanuni vekili katılır.
Belediyesi olan yerlerde belediye meclisi, köylerde ise köy derneği tarafından en geç onbeş gün içinde altı bilirkişi, çalışma alanında birden çok ekibin görev yapması halinde her ekip için ayrıca üç bilirkişi seçilir.
Seçilen bilirkişilerin 40 yaşını bitirmiş olması ve kısıtlı veya yüz kızartıcı bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmaması gerekir.
Bilirkişilerin zamanında seçilememesi veya bilirkişiliklerine mâni hallerin bulunması halinde, bölgenin mülki amiri tarafından aynı sayıda bilirkişi belirlenir.
Seçilen bilirkişiler kadastro ekibinin çalışması sırasında; kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunların hak iddia ettiği tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında davası bulunanlara ait tespitlerde de bilirkişi olarak dinlenemezler.
Bilirkişiliğe mani yukarıdaki haller, kadastro teknisyeni, muhtar ve diğer görevliler ile bunların yerine kaim olanlar hakkında da uygulanır.
Kadastro komisyonu; kadastro müdürü veya yardımcısının başkanlığında, bir kadastro üyesi ve itirazın mahiyetine göre kontrol mühendisinden veya tasarruf kontrol memurundan oluşur. Kontrol mühendisinin bulunmaması halinde yerine fen kontrol memuru katılır.
Bu maddede unvanları belirtilen memurlar bu maksatla açılmış okul veya kurslardan mezun olanlar arasından atanırlar.
(Mülga son fıkra: 11/10/2011-KHK-666/1 md.)
Gerekçe
Bu maddede, kadastro çalışmalarında tahdit ve tespit işlemlerini yapacak olan ekipte kimlerin bulunacağı, ekipte görev alacak bilirkişilerin nasıl seçileceği ve kadastro komisyonunun kimlerden oluşacağı açıklanmıştır,
Maddenin hazırlanışın, 766 sayılı Tapulama Kanununun bu konulardaki hükümlerine bağlı kalınılmış, yalnız teknisyen yardımcısı yerine tahdit ve tespit ekibinde ikinci bir teknisyenin görev alması ve kadastro komisyonunun müdür yardımcısının başkanlığında da oluşacağı esası getirilmiştir.
Ayrıca bu maddede unvanları belirtilen memurların, bu maksatla açılmış okul veya kurslardan mezun olanlar arasından/atanması uygun görülmüştür.
Kanundaki Değişiklikler ve Önceki Metinler
Değiştiren Kanunun/KHK’nin/ İptal Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası | Yürürlüğe Giriş Tarihi |
5304 | 3/3/2005 |
KHK/666 | 31/12/2011 tarihinden geçerli olmak üzere 2/11/2011 |
Anayasa Mahkemesi’nin 27/12/2012 tarihli ve E.: 2011/139, K.: 2012/205 sy. Kararı | 10/10/2013 |
Mülga son fıkra: 11/10/2011-KHK-666/1 md.): Kadastro komisyonlarında veya kadastro hizmetlerinde görevli personele, arazide fiilen çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan 1 inci derecenin son kademesi gösterge rakamının (ek gösterge dahil), bütçe kanunlarında Devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere, her yıl Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı olduğu Bakanlığın onayı ile hizmetin ağırlığı ve sorumluluğuna göre tespit edilecek miktarda aylık ayrıca ödenir.
İptal fıkra: E. 2011/139 K. 2012/205 27.12.2012 t. Anayasa Mahkemesi Kararı “11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı KHK ile bu fıkrada yapılan düzenleme; 10/10/2013 tarihli ve 28791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 27/12/2012 tarihli ve E.: 2011/139, K.: 2012/205 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.”
Yargı Kararları
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları
T: 29.03.1996, E:1993/6, K:1996/2:
“… 3402 sayılı Kadastro Kanununun 3. maddesinde, kadastro ekibi ile ilgili düzenleme yapılmış olup;
Maddenin 6. ve 7. fıkralarında; “seçilen bilirkişiler kadastro ekibinin çalışması sırasında; kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunların hak iddia ettiği tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında davası bulunanlara ait tespitlerde de bilirkişi olarak dinlenmezler.
Bilirkişiliğe mani yukarıdaki haller; kadastro teknisyeni, muhtar ve diğer görevliler ile bunların yerine kaim olanlar hakkında da uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
…
SONUÇ: 3402 sayılı Kadastro Kanununun 3/6. maddesi ile bilirkişi olarak görev yapmaları yasaklanan kişilerin kadastro tutanağının düzenlenmesine katılmaları usule ilişkin aykırılık oluşturduğundan, mahkemece tutanakların Kadastro Müdürlüğüne iade edilemeyeceğine, …”
Hukuk Genel Kurul Kararları
T: 14.05.2019, E: 2017/1112, K: 2019/563
“ … Davacının, çekişmeli taşınmazın tespit tutanağında bilirkişi olarak imzası bulunmakta ise de; kadastro tespit tutanaklarının toplu olarak imzalatıldığı ve imzalayan kişilerin içeriklerini kontrol etme imkân ve uzmanlığına sahip olmadığı bilinen bir gerçektir. Yargıtay uygulamasında da, bu nitelikteki uyuşmazlıklarda davacının tespit tutanağını bilirkişi olarak imza etmiş olmasının kendisini bağlamayacağı yönündeki görüş benimsenmektedir.
Öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 3. maddesinde; kadastro ekibi ve komisyonun kuruluşundan bahsedilmiş olup, 7. fıkrasında yer alan, seçilen bilirkişilerin kadastro çalışması sırasında kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunların hak ettiği tespitlerde bilirkişi olarak dinlenemeyeceklerine ilişkin düzenleme karşısında somut uyuşmazlıkta; davacının dava dilekçesinde kendisine ait kısmın fiili sınırlarla belirli olduğu iddiası nazara alındığında, kadastro heyeti tarafından böyle bir ayrıma gidilmeden tespit bilirkişilerin tamamının tüm taşınmazlarda görevlendirildiği ve kadastro tespiti sırasında yerel bilirkişi olarak görev yapacak kişiler belirlenirken gereken özenin gösterilmediği görüldüğünden, davacının mahkeme huzurundaki samimi beyanında da belirttiği üzere tutanakların toplu olarak okunmadan imzalandığının kabulü gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının davasına konu ettiği yerin mera olmadığı, zilyetliğe dayalı olarak mülkiyet hakkına sahip olduğu iddiası üzerinde hiç durulmadan, 30.09.2013 tarihli yargılama oturumunda “tutanak altındaki imza bana aittir ancak biz bakmadan imzaladık” yönündeki beyanına değer verilmeden, tutanak altındaki imzanın davacıya ait olduğunun sabit olduğu gerekçe yapılarak, hiçbir araştırma ve inceleme yoluna gidilmeden davanın reddedilmesi isabetli olmamıştır.
O hâlde, Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararı gereğince, davanın esasına girilerek, toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, …”
Daire Kararları
16. HD T: 02.07.2009, E: 2009/2145, K: 2009/4875
“ … 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 3. maddesinin 7. fıkrası hükmüne göre kadastro çalışmaları için seçilen bilirkişiler kadastro ekibinin çalışması sırasında; kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunların hak iddia ettiği tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında davası bulunanlara ait tespitlerde bilirkişi olarak dinlenemezler ise de, bu hüküm usul hukukunu ilgilendiren bir düzenleme olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27/5. maddesi hükmü gereğince de hakim, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları Kadastro Müdürlüğüne iade edemez. Eğer tespit sırasında bilirkişi olarak dinlenilmemesi gereken bir kişi dinlenilmiş ve daha sonra taşınmaz hakkında dava açılması üzerine dosya mahkeme önüne gelmiş ise, bu eksiklik sebebiyle tutanaklar Kadastro Müdürlüğüne iade edilemez. Zira dinlenilmesi yasak olan bilirkişilerin dinlenilmiş olması maddi hukuku değil, usul hukukunu ilgilendiren bir eksikliktir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27/5. maddesindeki düzenleme emredici nitelikte olup, hakime takdir hakkı bırakmamaktadır. …”